Haberi okuyunca içim cız etti. Rahşan Ecevit bizlere veda etmişti.

Bu habere elbette ki üzüldüm çünkü bir yaşam sona ermişti. Öte yandan, neredeyse huzur olarak tanımlanabilecek bir duygu da hissettim. Çünkü birbirlerini tanıdıktan itibaren bütün hayatları aşk ile bezeli Rahşan-Bülent Ecevit çifti 14 yıllık aradan sonra tekrar kavuşmuşlardı.

***

Bülent Ecevit’i anlatmaya elbette ki gerek yok.

Eşsiz Atatürk ve İsmet Paşa’dan (İnönü) sonra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) genel başkanlık koltuğuna oturan ve sadece 8 yıl kaldığı bu makamda efsaneleşen bir isim...Türk milletinin “Karaoğlan”ı...

Ardında tertemiz, lekesiz, şaibesiz koskoca bir 50 yıllık siyasi hayat bırakarak bu dünyaya veda eden Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı...

Hayatının bir yanında siyaset ve devlet adamlığı...

Hayatının her yanında Rahşan’ı...

***

Rahşan ve Bülent Ecevit’in 1944 yılında Robert Kolej’de başlayan tanışıklıkları, 1946 yılında evlilikle sonuçlandı. Ve tam 62 yıl birbirlerinden hiç ayrılmadan büyük bir sevgi ve saygıyla birbirlerine bağlı kaldılar.

Her ikisi de sanatçıydı. Bülent Ecevit şair, Rahşan Ecevit ise ressamdı.

Bülent Ecevit, siyasetin en zirvelerindeydi. Bu, kolay bir iş ve yaşanması kolay bir hayat değildir. Siyasetin labirentleri, entrikaları, karmaşaları ve çalkantıları insanın hayatını altüst etmeye yeter.

Kendime zaman zaman sorarım; Bülent Ecevit gibi şair olan ve sanatçı ruhu taşıyan bir insan siyasete bunca sene nasıl dayanabilmiştir, buna nasıl katlanabilmiştir diye. 

Bu konuda Ecevit son verdiği röportajlardan birinde adeta bir itirafta bulunmuş ve şu sözleri söylemiştir:

“Rahşan’la ben siyaseti hiç sevemedik.”

Esasında, hayatın değişik yönlerini ve zenginliklerini bilen, eşini seven ve birlikte daha çok vakit geçirmek isteyen, damıtılmış sanatçı duyarlılığına sahip Ecevit’lerden başka bir yaklaşım da beklemezdim.

***

Rahşan Ecevit eşinin girdiği çok zorlu siyaset ve devlet hizmetinde daima yanında ve arkasında durmuştur. Hatta eşi siyasi yasaklıyken kurdukları DSP’ye genel başkanlık yaparak siyasette de bulunmuştur.

Bülent Ecevit bu konuda, aile partisi kurdukları iddiasıyla ağır eleştirilere maruz kalmıştır. Rahşan Hanım’ın eşini siyaseten çok etkilediği de yazılıp çizilmiştir. Oysa eşit bir ilişkide eşlerin birbirini sadece siyaset konusunda değil, her konuda etkilemelerinden daha doğal ne olabilir? Burada esas olan, siyasetçi eşlerinin devlet işlerine katiyen müdahalede bulunmaya yeltenmemeleridir.

Kaldı ki Türk milleti bu çalışmaları onaylamıştır ki Bülent Ecevit’i 1999’da son Başbakanlığına seçmiştir.

***

Bülent Ecevit ismi aklıma geldiğinde elbette ki öncelikle siyasetçi ve devlet adamlığı yönünü hatırlıyorum. Fakat bence en az onun kadar önemli olan eşiyle olan beraberliği de aklıma geliyor.

Rahşan Ecevit ismi ise bana asla siyaseti değil, sadece eşiyle kurmuş olduğu muazzam ilişkiyi hatırlatıyor.

İşte bu itibarla, her ikisini de kendi iç dünyamda büyük takdirle ve imrenerek anıyorum.

Onlar tam 62 sene boyunca bir beraberliğin ve evliliğin nasıl uyumlu, sevgili, saygılı, dayanışma içinde, kalite ve nezaket çerçevesinde yürütülebileceğini tüm Türkiye’ye göstermişlerdir. Bu açıdan da bence toplum için büyük bir hizmette bulunmuşlar ve örnek olmuşlardır.

***

Rahşan Ecevit son verdiği röportajlardan birinde, “Eşinizi rüyanızda görüyor musunuz“ sorusuna şu cevabı vermiştir:

“İnsan her gün birlikte yaşadığı, konuştuğu kişiyi rüyasında görür mü? Ben akşam yatınca onun yanına yatıyorum. Hiç ayrılmadık ki...”

Rahşan Hanım, Bülent’iyle böylesine bütünleşmişti...

İşte böyle bir aşktı onlarınki...

***

“Yanımdayken sensin, yalnızlığım sen... / Kendimden bile uzakta, elim elindeyken...”

Yukarıdaki muhteşem dizeler, “şair” Bülent Ecevit tarafından Rahşan’ına yazılmıştır...

***

Birbirlerinden zorunlu olarak 14 yıl ayrı kalan Rahşan-Bülent Ecevit’in birbirlerine bağlılıklarını sevgi ve saygıyla anıyorum.

Artık kavuştular; birlikte, huzur içinde uyumalarını diliyorum.

Onları ve aşklarını daima hayranlıkla hatırlayacağım.