Millî Kütüphane sızısı…
Hayatımın belki de en güzel 7 senesi, öğrenciliğim ve askerliğim Ankara’da geçti. Ankara benim büyük aşkım…
Benim Ankara’m; naçiz amatör şairliğimin ve yazarlığımın filizlendiği, ilk gençlik ideallerimin, düşünsel dünyamın beslendiği, beni yoğuran ve biçimlendiren eşsiz kaynak…
Onun için şiirler, yazılar yazdığım güzeller güzeli, değerliler değerlisi Ankara’m…
Artık iş dışında pek gidemesem de, yüreğimin bir parçasının daima onunla birlikte attığı; Atatürk’ümün, Cumhuriyet’imin ve anılarımın şehri Ankara’m…
***
Ankara’yı iç dünyamda sürekli anıyorum… Fakat bu defa büyük bir üzüntü ve iç sızısı yaratan bir haberle aklıma düştü…
Kendisini tanımış olmaktan büyük bir mutluluk ve onur duyduğum değerli entelektüel ve yazar Yavuz Alogan’ın dün yayımladığı yazısından öğrendiğim bir bilgiyi sizlere aktarmak istiyorum. (11 Temmuz 2021 / veryansintv.com)
Kıymetli üstadımın makalesindeki o bölümü aynen alıntılıyorum:
“(…) Devlet kurumlarının, özelleştirilen kamu iktisadi teşekküllerinin, başta üniversiteler olmak üzere bütün eğitim sisteminin Siyasî İslam yatağının boyutlarını alsın diye budanıp kuşa çevrildiğini, kollarının bacaklarının kırıldığını, tarihsel birikiminin yok edildiğini düşündüm. İrili ufaklı hiçbir kurum bu budama, kötürüm etme, yok etme işleminden kurtulamadı.
Devlet Planlama Teşkilatı, TÜİK, MKE, TODAİE hatta Millî Kütüphane şu anda aklıma gelenler…
Sonuncusu özellikle acıdır…
Kütüphanenin statüsü 2018 yılında 1 no’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle lağvedildi ve kitaplar Saray Külliyesi‘ne taşındı. Bir tane akademisyen, yazar, araştırmacı çıkıp da “Orası Cumhuriyet’in millî, ulusal kütüphanesidir, emperyal Saray kütüphanesi değildir, Külliye’ye hapsedilemez”, diye karşı çıkmadı…”
***
Gözümden kaçmış, haberdar olmamışım… Meğer Millî Kütüphane 3 sene evvel Saray’a taşınmış…
Anlamak mümkün değil… Neden, ne amaçla…
Cumhuriyet’in ortak değeri, Ankara’nın en kıymetli simgelerinden biri neden lağvedilir... Cumhuriyet’in kurduğu, yarattığı tüm değerleri yok etmek ya da dönüştürmek kime ne yarar sağlar…
(Esasında cevapları belli olan bu sorular anlamlı mı, değil mi emin değilim. Fakat ister istemez, belki de “refleks” olarak ilk anda akla bu sorular geliyor.)
***
Millî Kütüphane’nin yok edilmesinden tarifsiz üzgünüm. Millî Kütüphane sadece içinde bulunan kitaplardan müteşekkil değildir…
Millî Kütüphane bir kavramdır, bir simgedir, bir varlıktır…
Kitapları başka bir yere taşıyabilirsiniz ama en nadide mücevher gibi korunması gereken, tüm kitapların ve tüm “müdavimlerinin” her zerrelerine işlemiş olan o ruhu nasıl taşıyacaksınız?
***
Cumhuriyet’in gözbebeği kurumlarından birinin daha kaybedilmiş olmasından dolayı çok müteessirim.
Bunun yanı sıra, kişisel olarak da fevkalade üzgünüm.
Millî Kütüphane benim kuşağımın, benden önceki ve sonraki kuşakların bilgi pınarıydı... Öğrenci evlerinde ya da yurtlarda ders çalışma ortamı bulamayanlar için konforlu, sıcacık bir yuva, bir sığınaktı…
Her salonunda ders çalıştığım, sayısız kitaplarından şiirler okuduğum, şiirler yazdığım, ara ara hoşlandığım kıza kaçamak bakışlar atarak o tarifsiz heyecanı duyduğum, kafeteryasında çaylar içip tostlar yediğim, doyumsuz sohbetler yaptığım, süreli yayınlar bölümünde tüm günlük gazete ve dergileri okuyabildiğim, her noktasında adımlarımın izi olan…
Benim Millî Kütüphane’m artık yok…
***
Muhakkak yazmalıyım: Millî Kütüphane, tam 10 yıl önce, yetişkin yaşımda da bana kucağını açtı. Kitaplarım içinde en çok iftihar ettiğim “Erkânıharpten Paşalığa 11 Yıl”ı yazarken ve 45 yaşımdayken, kütüphaneme bir defa daha sığınarak onun şefkatli kollarında günlerce çalıştım, kitabımla ilgili araştırmalarda bulundum.
Benim Millî Kütüphane’m artık yok…
***
Canım yanıyor, içim sızlıyor, kırgınım, küskünüm…
Cumhuriyet’imin ve benim Millî Kütüphane’miz artık yok…
Atilla Toroglu 16 Temmuz 2021
Milli Kutuphanenin kapandigini ben de ilk kez senin yazindan cok buyuk bir uzuntuyle okudum. Cumhuriyet dusmanliginin en buyuk gostergelerinden biridir bu olay. Hele kitaplarin saraya tasinmasi. Inanilmaz.
Mehmet S. Nane 17 Temmuz 2021
Maalesef Atilla Abi. İçim sızlıyor.